Nejbir Erkol
Nejbir Erkol (d. 1995, Nusaybin/Mardin), lisans eğitimini Mardin Artuklu Üniversitesi Resim Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini ise Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat Dalı’nda tamamladı. Prekarya kavramı üzerine çalışan Erkol’un pratiği, resim, enstalasyon, performans ve video gibi mecralara yayılıyor. Yaşadığı coğrafyanın etkisiyle çalışmalarında kırılganlık, yaralanabilirlik, acı ve travma kavramlarını kendi bedeniyle ilişkilendirerek ele alıyor. Bu kavramları ele alırken kullandığı malzemelerin de en az ele aldığı kavramlar kadar güvencesiz olmasına dikkat ediyor. , ,
I’ve made a mistake and yet I made something
Nejbir Erkol, SAHA Studio’da sunduğu yerleştirme işinde, 2024 yılında bir proje için gittiği başka bir ülkede yaşadıklarından hareketle “bir dünya hali” anlatır: Sanatçı, öngörülemeyen bir durum dolayısıyla Almanya’nın bir sınır karakolunda saatlerce göz altında kalır. Polisin çıplak aramasından sonra sınır dışı edilir ve kendini Polonya sınırında bir gece yarısı yağmur altında dolanırken bulur. RELAX HOTEL yazılı ışıklı bir tabelaya rastlar. Başına gelenlerin gerçek olamayacak kadar absürt oluşu, bu manzaranın kendi hikayesiyle birleşimi ona tekinsiz bir kesişim alanı yaratır. Erkol’un yerleştirmesi, kendisine bir kâbus ve arafta olma hali gibi gelen bu olaydan esinlenir, sanatçı, sınır dışı edilmesi ile doğduğu sınır bölgesi arasında bağ kurar.
Polisin telefonuna el koyduğu anlarda yaşadıklarını belgeleyemediğinden, hatırlayabildiklerini SAHA Studio programı boyunca somut hale getirmeye çalışır. Bu süreçte tesadüfen artarda yaşadığı hikayeler, buluşmalar, karşılaştığı şiddetli ve gülünç anlar, yabancıların bıraktığı, yoluna çıkan rastgele objeler onu tekrar sınırla, sınırda ve sınırdan olma gerçekliğiyle karşı karşıya bırakır.
Mekânı kurgularken doğup büyüdüğü sınır bölgesinin manzarasını ve sınır dışı edildiği ülkede karşılaştığı otel tabelasını dahil eder. Yerleştirmesinde, birkaç yıl önce evinin önüne düşen roketin bıraktığı çukuru da görmek mümkün, sorguya alındığı masayı da. Erkol, yaşadığı absürt kesişmeleri üst üste getirerek, bu yaralayıcı deneyimlerle hatırlama ve unutmanın ağırlığını hissettiren oldukça karmaşık ve canlı bir süreci yeniden kurgulamaya çalışır. Farklı zamansallıkları bir araya getirerek, ortada bıraktığı sorgu masasıyla öznenin kim olduğunu sorgular.
