2021 - 2025

Birleşik Krallık

SAHA, Birleşik Krallık merkezli Tate St Ives ile 2020 yılından beri yürüttüğü işbirliği kapsamında kurumun Tate St Ives&nbsp,Artist Residency and Commissions Programme&nbsp,başlıklı misafir sanatçı programına Türkiye’den sanatçıların katılımını destekliyor. Porthmeor Studios’daki atölyelerde çalışan sanatçıların, buradaki üretimleri Tate St Ives’da düzenlenen kişisel sergiler ile uluslararası izleyicilerle buluşuyor.

SAHA, Cornwall merkezli sanat kurumu Tate St Ives ile sürdürülen işbirliğinin dördüncü döneminde, “Artist Residency and Commissions Programme” kapsamında kuruma sanatçı Ahmet Doğu İpek’in katılımı için desteğini duyurmaktan mutluluk duyuyor.&nbsp,Tate St Ives direktörü Anne Barlow’un Aralık 2024’te SAHA’nın daveti üzerine gerçekleştirdiği stüdyo ziyaretlerinin ardından 2025 programına davet alan Ahmet Doğu İpek, nisan ve ekim ayları boyunca Porthmeor Stüdyoları’nda araştırma ve üretim yapacak. Sanatçının yeni işinin, 2025 sonbaharında Tate St Ives’da açacağı kişisel sergiyle izleyicilere sunulması planlanıyor.

Tate St. Ives’ın direktörü Anne Barlow’un Türkiye’de SAHA davetiyle gerçekleştirdiği stüdyo ziyaretleri sonucunda araştırma, eser üretimi yapmak ve sergilemek üzere 2024 programına Cansu Çakar katıldı. Sanatçının New Rarities başlıklı sergisi 19 Ekim 2024 – 5 Ocak 2025&nbsp,tarihlerinde düzenlendi.

Sanatçının minyatürden esinlenen enstalasyonu, St Ives’dayken deniz kabuklarının temsilleriyle ilgilenmeye başladığı, onları hem ev hem de mezar olarak yeniden düşündüğü bir sürece dayanıyor. Bu çerçevede sanatçı, Murex cinsi deniz salyangozlarından oldukça zahmetli bir şekilde elde edilen ve adını aldığı Fenike uygarlığının merkezi kabul edilen Sur’da bu pigmentin en eski türlerinden olan Tirya moru ile Cornwall kalayı gibi doğal kaynakların değişen kültürel değerini ve bunların çıkarılması yoluyla doğanın ve emeğin sömürüsünü araştırmaya yöneliyor. Çakar’ın enstalasyonu, gerçek ya da hayali, eski ticaret yollarının izini sürerek bu kaynakların değerli ve nadide olma durumunu ve kültürel miras kavramlarını inceliyor. Antik bir haritayı ya da bir deniz kabuğunu andıran, spiral şeklinde yerleştirilmiş ve dışa doğru açılan desen enstalasyonu, tarihi kayıtlardan çok sözlü geleneklerin rehberliğinde bir hikâye sunuyor.

SAHA desteğiyle programın önceki katılımcılarından araştırma ve üretimini Porthmeor Studios’da 1 Mart – 1 Nisan 2022 döneminde yürüten Burçak Bingöl, 15 Ekim 2022 – 15 Ocak 2023 tarihleri arasında düzenlediği&nbsp,Minor Vibrations on Earth&nbsp,başlıklı sergide alanı fırın benzeri bir mekâna dönüştürdü. Sanatçının çalışmaları aidiyet, kültürel miras, kimlik, dekorasyon ve başarısızlık gibi birbirinden farklı görünen bu kavramların arasındaki sınırları bulanıklaştırarak araştırıyor.

Türkiye’den davet edilen bir diğer sanatçı, Hera Büyüktaşcıyan’ın&nbsp,Earthbound Whisperers&nbsp,başlıklı kişisel sergisi ise, 27 Mayıs – 15 Ekim 2023 tarihleri arasında düzenlendi. Büyüktaşcıyan, 2022 yılında Tate St Ives’te misafir sanatçı olarak bulunduğu sırada Cornwall’ın megalitik taşlarından ve bunlarla ilgili efsanelerden etkilenmiştir. Doğada belirgin olan insan izlerini göz önünde bulunduran&nbsp,Earthbound Whisperers, manzaraların derinliklerinde saklı olan tarihleri ve görünmezlik ve silme politikalarını seslendiriyor. Sergi, bedenler ve peyzajlar arasındaki ilişkileri ve yüzeylerin tarihin izlerini nasıl biriktirdiğini araştırıyor.

Tate St Ives Hakkında
Tate,&nbsp,Tate Modern, Tate Britain ve Tate Liverpool’un yanı sıra 1980’de&nbsp,St Ives’daki&nbsp,Barbara Hepworth Müzesi ve Heykel Bahçesi’nin de yönetimini devraldı. Galeriye gelen yoğun ziyaretçi ilgisinin&nbsp,sonucu olarak,&nbsp,Tate St Ives yenilendi&nbsp,ve genişletildi. Yeni Tate St Ives’in yapımı 2017 yazında tamamlandı.&nbsp,

Tate St Ives
Burçak Bingöl

Burçak Bingöl Hakkında
Görele’de doğup Ankara’da büyüyen Bingöl, İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır.&nbsp,2008 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde doktora düzeyindeki güzel sanatlar eğitimini, 1985-91 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuvarı’nda müzik eğitimini, 2009 yılında New School New York’ta Fotoğraf programını tamamladı.&nbsp,Yapıtları Metropolitan Müzesi, New York, 21C Museum, Kentucy, Salsali Private Museum, Dubai, Baksı Müzesi, Bayburt,&nbsp,MOCAK Çağdaş Sanatlar Müzesi Krakow, Polonya&nbsp,gibi kamusal koleksiyonların yanında Türkiye, Avrupa, Amerika, Orta ve Uzak Doğu’daki özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Burçak Bingöl’ün işleri aidiyet, kültürel miras, kimlik, dekorasyon ve başarısızlık kavramlarını, bu farklı görünen kavramlar arasındaki sınırları bulanıklaştırarak araştırır. Sanatçı, yoğun emek gerektiren iz sürme, kopyalama ve yeniden biçimlendirme süreçleriyle yeni konfigürasyonlara analitik bir yaklaşım benimsiyor. Seramik, çizim, video, fotoğraf ve yerleştirme gibi çeşitli medyumlarla çalışmaktadır.

Hera Buyuktascyan

Hera Büyüktaşcıyan Hakkında
Hera Büyüktaşçıyan, 1984 İstanbul doğumludur. Marmara Üniversitesi Güzel&nbsp,Sanatlar Fakültesinden 2006’da mezun oldu. İşlerinde esas olarak ‘öteki’ olmayı vurguluyor ve&nbsp,bunu boşluk ve görünmezlik kavramlarıyla, kimlik, bellek, mekan &amp, zamanüzerinden imgesel bir bağ dahilinde oluşturmak için birleştiriyor.&nbsp,Sanatçı son&nbsp,işlerinde ‘yersiz-yurtsuzlaşma’ ve ‘boşluk-yokluk’ kavramlarını kollektif bellek&nbsp,içinde sorgulamak için, kent ile benlik ve ötekililik düzlemlerinin arasındakivaroluşsal denge üzerine odaklanmaktadır.

Cansu Cakar Berkkr 2023

Cansu Çakar (1988, İstanbul)&nbsp,Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Tezhip Anasanat Dalı lisans derecesine sahip. Üretimleri tezhip ve minyatür gibi geleneksel sanat formlarını çağdaş sanat uygulamaları ve konularıyla araştırmaya dayanır. Geleneksel ifade biçimlerini basmakalıp sınıflandırmalardan kurtarma arzusu çizimleri, resimleri ve atölyelerinde kendine özgü kişisel bir inceleme ve hikaye anlatımı ile tipik olarak erkek egemen konuları eleştirel olarak sorgular. Araştırdığı konular, genellikle kadınların beklenen rolleri, Yakın Doğu ve Akdeniz kültürünün tarihi ve çağdaş yorumları gibi sosyal, tarihsel ve mimari başlıkları kapsar. Bu çalışmalar, çağdaş dünyada geleneklerin sürekliliğini ve çağdaşlıkla çatışma halindeymiş gibi görünen yanlarını ima eden sembolik bir diyalog üretir. Minyatür resminde kullanılan sembolik dilin asla ölmediğine, sadece biçim değiştirdiğine inanan sanatçı, eserlerinde ölü olarak kabul edilen eski bir görsel dil yaratmaya çalışır. Böylece, üretimlerinde minyatürün geleneksel formatını da yeniden tanımlar. Sanatçının geleneksel tarzlarda çalışmalarının yanı sıra, kolektif üretme ve düşünme geleneğine olan ilgisi işlerinde merkezi konumdadır, bu ilgi atölye çalışmalarında karşılığını bulur. Düzenlediği atölyeler baskıcı bir toplumda kadın veya mahkum olmanın ne anlama geldiği ile çağdaş sanat dünyamızdaki geleneksel sanat estetiği arasında bir çizgi çizer. İkisi de muhafazakarlığa karşı çoğulcu dil arayışını ve özgürleşme ihtiyacını paylaşırlar.